Ana içeriğe atla

BC Oil Miracle gerçekten mucize...


Çoğu kadın gibi benim de saçlarımla başım belada... Hatta her kadın gibi diyebiliriz. Evet çok seviyorum saçlarımı ama bir türlü şu kuruluğuna çare bulamıyorum. 2 yıl önce saçıma yaptırdığım ombre ve üzerine çok sevdiğim dalgalı saç modeli için sürekli uyguladığım maşa beni bugünlere getirdi. Saçım uzadı gitti, şu an ombrenin o harika sarı tonlarından eser kalmadı. Ancak saçımın yarısı sanki ölü gibi kupkuru... Bir umutla saçımı tamamen kumral tonlarına bile boyattım. Maşayı bir ara bıraktım şu an en aza indirgedim. Ancak gel gelelim tam toparlıyor derken, başa sarıyoruz.


Kullandığım saç maskeleri ise saçımı ağırlaştırıyor. Öyle ki saçımı yıkayıp maske yaptıktan sonra kurutma kısmına geçtiğim an inanın abartmıyorum yaklaşık yarım saat - 40 dakika saç kurutuyorum. Sanki kuruturken ıslak yerle bir türlü kurumuyor. İlginç bir nemli gibi kalıyor. Bununla tam ters orantılı olarak da taramaya kalktığımda hem baya zorluyor hem de saçımın yarısı kupkuru. Bu tuhaf ikilemde sanırım bu kez yol kat etmeyi başardım. 'BC Oil Miracle' ile saçımı yıkar yıkamaz paylaşmak istedim.

Schwarzkopf'un ünlü Bonacure serisinden incir yağı özlü 'BC Oil Miracle' yani mucize şampuan gerçekten inanılmaz. Kendisinde ilk bayıldığım nokta saçımı yıkarken gerçekten arındığını hissetmem oldu. Hani o hasretini duyduğumuz saçımızdan suyla birlikte gelen gıcırdama sesi var ya, yıllar içinde boya ve şampuan kullanımıyla bizi terk eden, evet o sesi duydum. Bir ara çok ünlü olan 'şampuansız' akımı da aslında bu temiz saç hissine duyulan özlemden ortaya çıkmıştı. Neyse mucize şampuana dönersek temizlik dediğim zaman öyle saçınızda yoğun bir köpüklenme asla beklemeyin. Bilinenin aksine fazla köpük şampuanın içinde fazla katkı maddesi olduğunu gösterir. Saçınız sadece köpürür ama temizlenmez.

BC Oil mucizesinde an bayıldığım nokta saçlarımı kurutmamla ilgilidiydi. Uzun zaman sonra 15 - 20 dakikada saçlarımı kuruttum ve evet gerçekten temizlendiklerini hissettim. Ürün aslında kuru saçlar için yağlandırmadan nemlendirme iddiasıyla üretilen bir şampuan. Bu açıdan görevini tamamen yerine getiriyor. Ancak tek sıkıntısı saçların biraz dolaşması. Tam bu noktada serinin keratin katkılı durulanmayan sprey kremi devreye giriyor. Bir kaç fısfısla saçlar kolayca açılıyor. Kokusu ise gerçekten muhteşem. Ancak çoğu muadil üründe olduğu gibi kesinlikle saç uçlarına sıkmanızı tavsiye ederim. Ve kontrollü ölçüde, yoksa o temiz saç hissi kolayca gidiyor.


BC Oil Miracle şampuanla ilgili ufak bir püf noktası paylaşayım. Şampuanı uyguladıktan sonra saçlarınızı duş sırasında tarayın. Böylece çok daha iyi işliyor ve kolayca taranıyor. Mucize şampuanla ilgili tek sıkıntı küçük boyutu. Ve buna karşılık biraz pahalı olması. Kuaförlerde satılan 'BC Oil Miracle'ı benim kuaförüm 90 lira fiyat biçmişti. Ancak ben araştırmadan almak istemedim. Hepimizin bildiği fırsat sitelerinde yaptığım kısa bir gezinti sonucu kargo fiyatı hariç ürünü 18 liraya aldım. Biliyorum baya fark var ve kuaförler bana kızacaktır diye tahmin ediyorum. Ben her ne kadar ekstra bir kampanyadan almış olsam da siz de araştırmadan almayın.

Sevgiler...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çok geç kalınmış bir deneyim: Kalıcı oje…

Kalıcı oje denilen hayat kolaylaştıran mucizevi uygulamayla ben henüz yeni tanıştım. Evet kabul ediyorum, biraz geç kaldım. Ancak kuaförümle son görüşmeme kadar açıkçası ciddiye bile almamıştım. Varlığını bildiğim ancak üzerinde hiç düşünmediğim kalıcı oje hakkında söylenen tüm yorumları inanın hak ediyor. Amacım sadece manikür yaptırmaktı. Ancak sevgili kuaförümün ‘bu aralar çok mu oje sürüyorsun tırnaklarına ne olmuş böyle’ demesiyle kötü tırnak sendromum ortaya çıktı. Aslında uzun zamandır oje kullanmıyordum. Daha doğrusu kullanamıyordum. Maalesef ellerimde bulunan egzama belasıyla uğraşırken aseton duruma hiç de yardımcı olmuyor. Bu sebeple oje çıkarırken parmaklarımı yakan kimyasal ve adeta damar gibi cildimdeki aşırı ince çizgilere yerleşen oje bir süredir kendisinden ayrı kalmama neden olmuştu. Egzama ile savaşanlar bilir çoook hassas bir rahatsızlıktır. Sevmediği maddelerden azıcık bile alsa hemen coşar. Neyse kalıcı ojeme dönecek olursam. Sevgili kuaförüm

Yaz biter de selülit derdi biter mi?

Kahvenin bize verdiği mutluluk duygusu dışında faydaları olduğunu bilmeyen yoktur. Öyle ki içtiği Türk kahvesinin telvesini yüzüne sürüp maske yapanları bile gördü bu gözler… Yüzümüz dışında bir de vücuda yapılan kahve peelingi var tabii markası çeşidi eminim bir haylidir. Ben Gratis’lerde satılan Bee Beauty’nin Toz Kahveli Vücut Peeelingi’nden bahsedeceğim.  İçeriği doğal toz kahve (yani çok şükür ki asla ve asla granül kahve değil), kil ve deniz tuzunda oluşuyor. Duşta kullanmanız gereken vücut peelinginin iddiası antiselülit etkisi, ölü cilt derisini arındırma ve cildi sıkılaştırma. Şimdi gelelim benim düşüncelerime… Kabul etmeliyiz ki selülite karşı savaş veren bu güzel peelingin etkisini bu alanda görmek için sanırım en azından bir ay kadar kullanmak gerekecektir. O sebepten ötürü bu konuda bir fikir henüz sunamıyorum. Ancak cildi sıkılaştırma da zaman alacak bir durum olsa bile, daha ilk kullanımda cildi gerginleştirdiğini büyük bir mutlulukla söyleyebilirim. Gelelim öl

İstanbul'da kahve kokulu günler

Bundan 6 yıl önce İstanbul’da hem de KüçükÇiftlik Park’ta bir kahve festivali düzenleneceğini ilk duyduğumda inanamamıştım. Benim gibi kahve delileri için cennet gibi bir yer olmalıydı. Bu yıl ilk kez gitmeyi başardığım bu muhteşem etkinlik alanına daha yaklaşırken çocuk gibi heyecanlandım. Alana giriş yapar yapmaz ordan burdan esen kahve kokularından bahsetmeyeceğim bile… Uzun zamandır yüzü gülen bu kadar çok insanı bir arada görmemiştim.  Festivali en etkin kullanan marka kesinlikle Kurukahveci Mehmet Efendi idi. Daha içeri adımınızı atar atmaz küçük bir stand ile sizi karşılayan Mehmet Efendi katılımcılara bir Türk kahvesi fincanı ve beşli tek pişirimlik kahveden oluşan şık bir hediye sunuyor. Ardından konser alanının hemen önünde (bence alanın en işlek bölümü) iki katlı büyük bir kısım da Kurukahveci Mehmet Efendi’ye ayrılmış. Sıcak sıcak fincanda kahvenizi alıp, oturma alanında içebiliyorsanız. Tabii yer bulacak kadar şanslıysanız. Türk kahvesi demişken benim fe