Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yüzümde kabusum olan iki beyaz yuvarlak

Yaklaşık 3 yıl önce yüzümde tuhaf bir beyazlık farkettim. Önceleri önemsemedim ancak sonra gittikçe belirginleşmeye başlayınca soluğu doktorda aldım. Her iki yanağımda da halka halinde beyazlaşmalar ortaya çıkmıştı ve üzgünüm ama hala var. Çünkü gittiğim doktorların hiçbiri düzgün bir teşhis koyamamıştı. Vitiligo diyen bile oldu. Gittiğim özel bir hastenede ise doktordan ziyade güzellik uzmanına benzeyen hanımefendi bana tedavi edebileceğini ancak bu hastanede değil, bilmem neredeki özel bir klinkte yapabileceğini söyledi ve yine bilmem kaç seans ne olduğunu bilmediğim ışınlara maruz kalacakmışım. Arkama bakmadan kaçtım. Ki bu dediğim olayı Türkiye'nin önde gelen özel hastanelerinden birinde yaşadım. Gel zaman git zaman artık yüzümdeki beyazlaşmaları allık ve cc krem gibi kurtarıcılarla nörtleştirmeye alıştım diyebiliriz. Ancak sürekli aklımı kurcalayan bu beyaz içi dolu halkalarla ilgili durumu geçtiğimiz günlerde gittiğim bir cilt doktoruna tekrar danıştım. Evet cildiyle ba

Hayat kurtaran Mary Lou Manizer

Nostaljik tasarımları kadar kaliteli ürünleriyle de gönüllerimize taht kuran The Balm’ın sanırım en muhteşem ürünlerinden biri sevgili highlighterım Mary Lou Manizer…  Kendisiyle tanışmamdan bu yana başka bir aydınlatıcıya hiç ihtiyaç duymadım.   Onu bu kadar harika yapan özellikleri kadife gibi akışkan yapısı,   içindeki o tatlı ışıltılar ve aşırı kalıcı olmasıyla birlikte asla bitmemesi. Öyle ki söz konusu ürünü alalı 1 yıl olmasına rağmen ancak bu kadar azaldı. Sanki kutunun altından bittikçe Mary Lou çıkıyor.   Diğer taraftan içindeki ışıltılar o kadar ölçülü ve yerinde ki doğal görünüm sevenler için biçilmiş kaftan.   Aydınlatıcıların pek çok kullanım alanı olsa da ben Mary Lou’yu en çok göz pınarlarıma birer tık ve burnumun ucundan yukarı doğru yine hafif bir fırça darbesi olarak kullanmayı seviyorum. Yüzünüzde bu iki dokunuşla   bir anda oluşan canlanma inanılmaz… Bir de bir  CC krem ya da BB kremle yaptığım günlük makyajın üzerine büyük bir pudra fırçasıyla şöyle

Çok geç kalınmış bir deneyim: Kalıcı oje…

Kalıcı oje denilen hayat kolaylaştıran mucizevi uygulamayla ben henüz yeni tanıştım. Evet kabul ediyorum, biraz geç kaldım. Ancak kuaförümle son görüşmeme kadar açıkçası ciddiye bile almamıştım. Varlığını bildiğim ancak üzerinde hiç düşünmediğim kalıcı oje hakkında söylenen tüm yorumları inanın hak ediyor. Amacım sadece manikür yaptırmaktı. Ancak sevgili kuaförümün ‘bu aralar çok mu oje sürüyorsun tırnaklarına ne olmuş böyle’ demesiyle kötü tırnak sendromum ortaya çıktı. Aslında uzun zamandır oje kullanmıyordum. Daha doğrusu kullanamıyordum. Maalesef ellerimde bulunan egzama belasıyla uğraşırken aseton duruma hiç de yardımcı olmuyor. Bu sebeple oje çıkarırken parmaklarımı yakan kimyasal ve adeta damar gibi cildimdeki aşırı ince çizgilere yerleşen oje bir süredir kendisinden ayrı kalmama neden olmuştu. Egzama ile savaşanlar bilir çoook hassas bir rahatsızlıktır. Sevmediği maddelerden azıcık bile alsa hemen coşar. Neyse kalıcı ojeme dönecek olursam. Sevgili kuaförüm

Bobbi Brown'ın devasa fırçalı Eye Opening Mascarası

Merhabalar, İlk paylaşımım Bobbi Brown’ın internet sitesinden yaptığım alışverişten gelsin. Uzun zamandır merak ettiğim Eye Opening Mascara'ya nihayet kavuştum. İnternet sitesinden alışveriş oldukça keyifliydi. Maskara ile birlikte çok sevilen iki ürünle daha tanışma fırsatım oldu. Bobbi Brown'ın internet sitesinden yapılan alışverişlerde gönderdiği bu iki güzel ürünü daha sonra ayrıntılı olarak anlatacağım. Ama önce starımız... Eye Opening’i  anlatmak için 3 sözcük seçmem gerekse bunlar şüphesiz  'devasa,  simsiyah ve kolay' olurdu. Devasa, iki anlamda bu maskara için deyim yerindeyse cuk oturan bir tanımlama. Öncelikle kutusundan ilk çıktığında gerçekten alıştığınız rimellerin üstünde bir büyüklükte karşılaşıyorsunuz. Ürün bilgilerinde de zaten 12 ml olduğu yazıyor. Ortalama bir maskaranın 5 ila 8 ml arasında olduğunu düşünürsek Eye Opening’in büyüklüğünü siz düşünün… Maskaranın ne zaman biteceğini şimdiden merak ediyorum.  Devasa hacmi sebebiyle 105 lira

Tuzsuz koruk da nedir?

'Tuzsuz koruğun anlamı nedir?' Diyenleri duyar gibiyim… Açıkçası Ege taraflarından özellikle Ayvalık’tan olmayanların duyduğunu pek sanmıyorum. Bizim oralarda ‘Sabırsız asmanın tuzsuz koruğu’ diye bir deyim vardır ve aceleci, sabırsız insanlar için kullanılır. Ailemin yıllardır bana dediği  sabırsız asmanın tuzsuz koruğunu eşim ilk duyduğundan beri çok sevdi. Çünkü ona göre de ben baya aceleci ve panik biriyim. Ancak o bunu kendince özelleştirdi.  Sabırsız yaprak, sabırsız koruk, tuzsuz koruk, gibi…  Çevremde bana yakın olanların iyi bildiği gibi yeni bir şey keşfettiğimde hemen anlatmayı ve paylaşmayı çok severim. İşte buradan hareketle tuzsuz koruk ortaya çıktı. Paylaşımlarımı okurken umarım keyif alırsınız. Sevgiler…